24 Nisan 2018 Salı

Patrıck Ness /Canavarın Çağrısı


 İnsan, en doğru dersi bazen bir canavardan da alabilir.

  Karakterimiz Canor. Annesi kanser hastasıdır.Annesi ile babası ayrılmış, babası Amerika’da yeni bir aile kurmuştur. Bir de Canor’un  hiç anlaşamadığı bir büyükannesi vardır.Bu kişilerin arasında Canor  yalnız ve içine kapanık bır çocuktur. Okuldaki herkes annesinin durumundan dolayı ona, acıyan gözlerle bakıyor. Görünmez bir öğrenci olarak okulda varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.Bazı öğrenciler tarafından zorbalığa bile  maruz kalıyor.

  Bu yalnızlığın ortasında Canor’un hayal dünyasında  bir canavar ortaya çıkıyor. Canavarımız bir  porsuk ağacı. Bir gece rüyasında gördüğü kabus sonrası uyanan Canor, karşısında  şekil değiştirmiş devasa  bir porsuk ağacını buluyor. Bu canavar  ona, üç tane hikaye anlatacağını, sonrasında dördüncü hikaye olarak  Canor’un  kendi hikayesini ve gerçeklerini  anlatması gerektiğini söylüyor. Her gece saat tam 12.07 de canavar  Canor’u ziyaret etmeye başlıyor. Anlattığı üç hikaye de  bilinen masal klişeleri gibi başlayıp ders niteliğinde son ile biten  hikayelerdir.
 Canor ‘un korkuları ile  gerçekler arasında ördüğü duvarı aşması için  tek yol cesarettir. Fısıldayarak  konuşmanın bir faydası yok. Gerçekleri kabullenip haykırmak zorundasın.

   Kalbinizde bir sızı olarak kalan ve gözleri dolduran bir hikaye.
  
     ALINTILAR;


'Yaşam kelimelerle yazılmaz," dedi canavar. "Eylemlerle yazılır. Ne düşündüğün önemli değil. Ne yaptığın önemli.'

'Ve seni gören kimse yoksa, -dedi canavar-, gerçekten orada mısındır?'

'Her zaman iyi taraf diye bir şey olmayabilir. Ya da kötü taraf. Çoğu insan,ortada bir yerdedir.'

'Bu yalnızca bir rüya," dedi yeniden.

İyi ama rüya dediğin nedir, Conor O'Malley? diye sordu canavar, eğilip yüzünü onunkine yaklaştırarak. Diğer her şeyin rüya olmadığı ne malum?'


'Henüz anlatacak bir hikayeniz olacak kadar uzun yaşamadığınızı düşünmeyin sakın.'

'Canavarlar gerçek, hayaletler de. İçimizde yaşıyorlar, ve bazen, onlar kazanıyor.'

'Yine de bakmasını bilenler için yeşil hala vardı.'

Kitabın birde filmi var. Film, beni kitap kadar duygulandırmasa da okurken zihnimde  canlandırdığım şeyleri ekranda izlemek bana zevk veriyor. Bu sebeple filmde gayet keyifliydi. Tavsiyem önce kitabını okuyup daha sonra filmini izlemeniz.



0 yorum:

Yorum Gönder

 

Çok Bulutlu'nun Günlüğü Template by Ipietoon Cute Blog Design